TÜRK Büyükleri - Emrullah Efendi

Emrullah Efendi

          Eğitim tarihimizde genellikle Tûbâ Ağacı Nazariyesi ve ondan doğan tartışmalarla ön plana çıkan Emrullah Efendi, Türk eğitim düzenine prensipler, yasa ve yönetmelikler ve sağlam bir örgüt kurma çalışma ve girişimleriyle de çok yararlı olmuştur. Tarihte unutulmaz bir Eğitim Bakanı tipi ortaya
Emrullah Efendi
çıkarmıştır.

          Tüccardan Ali Efendi'nin oğlu olarak 1858'de Lüleburgaz'da doğdu. İbtidai ve rüşdiyeyi orada okudu. Sonra Mekteb-i Mülkiye'ye girdi. Aliyululâ derece ile mülazemet rüusu ve Ulum-u Siyasiyye Şahadetnamesi aldı. Bu sırada Fransızca konuşma ve yazmayı öğrendi. Önce Yanya (1882) ve Selanik (1884) Maarif Müdürlüklerinde bulundu. Oradan Halep Maarif Müdürlüğü ve idadi öğretmenliğine, 1891'de de Aydın Maarif Müdürlüğü'ne atandı. Oradayken 1892'de gazeteci Tevfik Nevzat ve Avukat Güzel Hasan ile beraber Avrupa'ya kaçtı. Bu işi Emrullah Efendi'nin Maarif Veznesi'nden aldığı paralarla yaptığı iddia edildi. Bu nedenle Emrullah Efendi tevkif edilip muhakeme altına alınmak istendi. Tevkif edildi. O sıralarda Tevfik Nevzat, Emrullah Efendi ve kendisinin affedilmesi hakkında II. Abdülhamit'e iki şiir yazdı. Bunun üzerine muhakeme bir "irade-i seniyye" ile yaptırılmadı.

          Emrullah Efendi yurda dönerek gene maarif hayatına atıldı. (1900). Meclis-i Maarif üyeliğinde, Mekteb-i Sultani müdürlüğünde ve İlmiye Dairesi'nde çalıştı. 8 Ocak 1908'de kurulan "Türk Derneği"nin kurucuları ve idarecileri arasında bulundu. 16 Aralık 1908'de Kırklareli mebusu olarak Meclis-i Mebusan'a girdi. 12 Ocak 1910'da Maarif Nazırı oldu. Bu görevi sırasında yaptığı işleri destekleyenler olduğu kadar karşı çıkanlar da çok oldu. Hatta kendisi hakkında Meclis-i Mebusan'da soru önergesi ("istizah takriri”) verildi. Hakkında sık sık istifa söylentileri çıkarıldı. Kanunsuz işler yaptığı iddia edildi. Eleştiriler karşısında 20 Şubat 1911'de istifa etti. Ancak Aralık 1911'de tekrar Maarif Nazırı oldu. Bu arada İttihat ve Terakki Cemiyeti ile arası açıldı, istifasını Sadrazam'a sundu. Ancak istifası kabul edilmedi. 21 Temmuz 1912'de Bakanlar Kurulu'nun istifasına kadar görevde kaldı. 1912 Kasımı sonlarında, Darülfünun olayları dolayısıyla, Divan-ı Harbi-i Örfi (Sıkıyönetim) tarafından tutuklandı ve sorguya çekildi. 14 Eylül 1910'da Darülfünun Edebiyat Şubesi "Hikmet-i Nazariye" öğretmeni oldu. Bu görevine 1911'de de devam etti. 21 Şubat 1913’de aynı kurumdaki "Usul-ü Tedris ve Terbiye" öğretmenliklerini de üzerine aldı. 14 Ağustos 1914'de Yeşilköy'deki evinde öldü. Cenazesi büyük törenlerle kaldırıldı. Osmanlı İmparatorluğu'ndan dört, Sırp hükümetinden "Sen Sava”, Bulgar hükümetinden de "Sen Aleksandır” nişanlarını almıştı.

© Copyright. Tüm hakları saklıdır. Sitemizdeki yazı ve dökümanları kaynak göstererek kullanabilirsiniz .